19 Kasım 2009 Perşembe

YILDIZ DAĞLARI BİOSFER PROJESİ NEDEN ANLAŞILAMIYOR

Kırklareli sınırları içerisinde 130 bin hektarlık alandaki 29 köyü (Kırklareli Merkez ilçeye bağlı 4, Demirköy ilçesine bağlı 15, Vize ve Pınarhisar ilçelerine bağlı 3’er köy ile Kırklareli sınırları içindeki Kıyıköy, Yenice, Iğneada ve Demirköy belediye merkezlerinde uygulanacak olan) kapsayan; Çevre ve Orman Bakanlığı kayıtlarında “Yıldız Dağları’nda Biyolojik Çeşitliliğin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi” adıyla geçen, yüzde 25’ini Türkiye nin koyacağı 2,050 milyon euroluk bütçesi bulunan, Yıldız Dağları ve çevresindeki yerleşimleri kalkındırmak amacıyla 2008’in Aralık ayında fiilen başlayan Yıldız Dağları Biyosfer Projesi, kafalarda artan soru işaretleriyle devamını sürdürüyor.

Proje ekibinin bu kapsamda yaptığı bilimsel araştırmalar, incelemeler, toplantı ve sempozyumlar, köy kooperatifleri ve muhtarlarıyla gerçekleşen birebir görüşmeler sürekliliğini korurken, köylüler konu ile ilgili aydınlatıcı bilgi sahibi olamamaktan yakınıyor.

Daha önce gerçekleştirilen bilgilendirme toplantılarında, köy kooperatiflerinin zayıf ve kuvvetli yönlerinin tespiti yine kendileri tarafından yapıldıktan sonra, içinde yaşadıkları doğayı sürdürülebilir şekilde kullanarak gelirlerini nasıl daha fazla artırabileceklerine ilişkin görüş ve öneriler paylaşılmıştı. Ayrıca sözkonusu toplantılarda konuyla bağlantılı kamu ve kuruluşlarla, sivil toplum örgütleri de yer almıştı.

Proje kapsamında; bugüne kadar bütün köyler ikişer defa ziyaret edilmiş, öncelikle proje hakkında bilgi verilmiş ve daha sonra her köyde yapılan toplantılar ile o köyde yaşayanların Yıldız dağlarına, hayatlarına, değerlerine ve geleceğe ilişkin beklentilerine ilişkin bakışları ele alınmıştı.

Yıldız Dağları Biyosfer Projesi’nin amacı olan orman köylüsünün alternatif yönden kalkındırılması ve göçlerin önüne geçilmesi üzerine köylülerle yapılan sohbetlerde, proje ile ilgili somut bilgiler verilmeye çalışılsa da, Il Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Avrupa Birliği’nin girişimleri ile orman köylümüzü kültürel ve sosyo- ekonomik açıdan kalkındırmak ve eko turizme katkı sağlamak amacıyla başlatılmış bir proje olsa da orman köylüsü, olayın içinde olaydan bihaber bir şekilde sürecin nasıl sonuçlanacağını merak ediyor.

Çevre ve Orman Bakanlığı, Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından devam ettirilen, İtalyan, Belçika ve Türkiye’den olmak üzere 3 firma ile birlikte çalışılan proje ile ilgili olarak yapılan bilgilendirme toplantılarının birinde köylülerden şu cümleler duyulmuştu: “Köylümüz projeye tedirgin bakıyor. Projenin amacını anlamış değiliz. Konu ya güzel anlatılmıyor, ya da biz anlamıyoruz. Bu projenin artıları, eksileri nelerdir? Köy halkımız projeden tedirgin. Proje anlatıldığı gibi çıkmayabilir. Köyümüzün bir kısmı projeye sıcak bakıyor, fakat bir kısmı da tedirginlik içerisinde. Bu projenin faydası mı, zararı mı var, bilmek istiyoruz?”

Yıllık gelirleri 3 bin TL’yi dahi bulmayan orman köylüleri, doğayı koruma ve orman köylüsünü kalkındırma olarak ifade edilen projenin, alternatif geçim kaynakları yaratılması adı altında, ormandan koparılma operasyonu olmasından endişesi duyuyor. Sürecin Biyosfer Projesi’nin tekil amaçlarını da aşan biçimde işleyerek, Yıldız Dağları’nın uluslararası yönetime terk edileceği görüşünde bulunan bazı kesimler ise, Trakya’nın memleketten adım adım koparılmaya çalışıldığını ve bölgedeki belediyeler, dernekler hatta ilköğretim okullarının projeciliğe yönlendirilerek, AB fonlarına mahkum edildiğini iddia etmekte.

Tüm bunların yanında, proje paylaşım ve anlatımlarının bilimsel ağırlığı, teknik yoğunluğu köylülerin anlamasını zorlaştırdığı gibi, yapılan sitemlere rağmen anlatımların esnekleştirilmemesi şüpheleri büsbütün büyütüyor.

Birçok orman köylüsü; “Köylerimize gelip, gidiyorlar. Yazıp çiziyorlar. Soruyorlar, cevaplıyoruz. ‘Ne kadar hayvanın var, ne kadar toprağın var.’ Hepsini cevaplıyoruz. Ama inanın hiç bir şey bilmiyoruz.” diyerek boşlukta yüzen biyosfer projesini, kendilerince tarif etmeye çalışıyor. Ancak tarif edemiyor. Çünkü “Yıldız Dağları Biyosfer Projesi” hitap ettiği ve esas insanlarının yaşadığı bölgelerde anlaşılamadığı gibi, kentsel yaşamda da karmaşıklığını, bilinmezliğini koruyor. Kırklarelililerin de projeye yönelik bilgileri, orman köylüsünün bilgi oranını geçmiyor. Bilimsellik, bilinmezliği çözememiş oluyor.

Yetkililer hep “ürkmeyin” diyor. Ancak köylü ürkmeye devam ediyor.

Çünkü köylü yeterli düzeyde bilgilendirilmediğini söylüyor. Bilimsellikle sarmalanmış proje, bölgedeki köylülerin aklındaki soru işaretlerini azaltmaktan çok artırmaya devam ediyor.

Yetkililerin projenin “hiç kimseye zararı olmayacağını” iddia etmesine rağmen, Türkiye kaynaklı dokümanlarda yeterince açık ifadeler bulunmaması dikkat çekici noktalardan birisi.

İnsanlar “Küresel düşün, yerel hareket et, AB profesyonellerinden destek al” felsefesiyle hareket eden projenin ne olduğunu, artık bilmek istiyor.

18 Kasım 2009 Çarşamba

YILDIZ DAĞLARI BİOSFER PROJESİ

Trakya'da yürütülen Avrupa Birliği sınır ötesi işbirliği bu defa gerçekten sınırı aştı. Çevreye ve orman köylüsüne yarar sağlayacağı söylenen Yıldız Dağları Biyosfer Projesi'ne göre bölge “AB ile ortak" yönetilecek.

Aralık 2008’de fiilen çalışmalarına başlayan ve Yıldız Dağları’ndaki orman köylülerini sosyo-ekonomik açıdan kalkındıracağı propaganda edilen Yıldız Dağları Biyosfer Projesi çalışmaları hız kesmeden sürdürülüyor. 17 Mart Salı günü Kırklareli Akkuş Kaya Hotel’de Demirköy ve Iğneada’daki bazı kitle örgütlerinden başka proje kapsamında yer alan köy muhtarları ve tarım orman kooperatifi temsilcilerinin de katılımıyla çalıştay düzenlenirken, 18 Mart tarihinde de Kırklareli'deki kamu kurumları temsilcilerine yönelik eğitim kursu yapıldı.

Yetkililer niye hep “ürkmeyin” diyor?
Çalıştay toplantısında konuşan Kırklareli İl Çevre ve Orman Müdür Yardımcısı Önder Pakdemir, projenin amacını “biyolojik çeşitliliği korumak ve sınırdışı ilişkileri geliştirmek” olarak açıklarken proje sahasını “130 bin hektarlık alandaki 29 köy” olarak belirtti. Projenin “hiç kimseye zararı olmayacağını” iddia eden Pakdemir'in “orman köylülerine alternatif geçim kaynakları bulunacağı” sözleri soru işaretleri uyandırdı. Daha sonra söz alan proje görevlisi Prof. Dr. Türker Altan'ın konuşmasındaki “projenin orman köylülerini ürkütebileceği” vurgusu da şüphe yarattı. Altan ayrıca projenin Türkiye ve Bulgaristan arasındaki işbirliğini geliştirmek hedefini taşıdığını vurguladı.

Yetkililerin “zararsız, ürkmeyin” gibi uyarılarıyla tanıtılan “biyosfer projesi” Kırklareli Merkez ilçeye bağlı 4, Demirköy ilçesine bağlı 15, Vize ve Pınarhisar ilçelerine bağlı 3'er köy ile Kırklareli sınırları içindeki Kıyıköy, Yenice, İğneada ve Demirköy belediye merkezlerinde uygulanacak. Çevre ve Orman Bakanlığı kayıtlarında “Yıldız Dağları'nda Biyolojik Çeşitliliğin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi” adıyla geçen projenin yüzde 25'ini Türkiye'nin koyacağı 2,050 milyon avroluk bütçesi bulunuyor. Proje kapsamında Kırklareli-Dereköy'de “Doğa Eğitim Merkezi” kurulması gibi faaliyetler yer alırken, Türkiye kaynaklı dökümanlarda yeterince açık ifadeler bulunmaması dikkat çekiyor.

Yıldız Dağları'nda ortak strateji, ortak inisiyatif
Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) “TR 06 02 16” kodlu İngilizce yazılmış ve Türkçesi bulunmayan proje dökümanında amaç olarak “Yıldız Dağları'ndaki doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kalkınması” gibi oldukça genel bir tanım yapılmışken amacın “sınır-ötesi işbirliği” (Sİ) çerçevesinde gerçekleştirileceği ifade ediliyor.

Belgenin 2.3 no'lu maddesinde ise “Türkiye ve Bulgaristan arasındaki Sİ'lerin yerel ve bölgesel aktörlerin yönetsel kapasitelerinin geliştirilmesine katkısı ve bunun Türkiye'nin AB'ye katılımındaki rolü”ne atıf yapıldığı görülüyor. Maddenin devamında “Yıldız Dağları projesinin 2006 tarihli Katılım Ortaklığı'nın bu kapsamdaki orta vadeli önceliklerine uyumlu” olduğuna değiniliyor.

Aynı belgenin 2.5 no'lu ve “Sınır Ötesi Etkisi” başlıklı maddesinde “Yıldız Dağları bölgesinde yaşayan özellikle genç kitlelere çevre eğitimi verilerek, ortak strateji, ortak izleme sistemi, yerel ürünlerin ortak pazarlanması ve kültürel değişim” faaliyetlerini gerçekleştirilecek bir “sınır ötesi inisiyatif” oluşturulması hedefleniyor.

DPT belgesinin 3.1 maddesi ise daha net olarak “Türkiye ve Bulgaristan'ın suları entegre olarak yönetmesi, doğal kaynakları birlikte koruması, doğal afetlere karşı işbirliği” yapması gibi kriterler koyuyor. Yıldız Dağları'nın iki ülke arasında ulusal sınırlarla bölünmüş olmasından dolayı, Bulgaristan ve Türkiye'nin “işbirliği” için mükemmel fırsat oluşturduğu belirtilirken iki ülkenin “koordinasyon mekanizmaları” kurmasını öngörüyor.

“Bölgede kalıcı kalkınma planı”
AB kaynaklarında daha detaylı bilgi bulmak mümkün. Projenin AB tarafındaki danışmanlarından birisi olan Bulgar ACG OOD isimli şirket ise projenin “kalıcı kalkınma planı hazırlama” amacı taşıdığını şöyle belirtiyor:

“Projemizde Stranca/Yıldız Dağ bölgesinde kalıcı kalkınmanın teşvik edilmesi amacı ile Kalıcı Kalkınma Planı'nın hazırlanması ve “Stranca-Yıldız Yeşil Ağı” adlı Bulgar-Türk işbirliği ağının yaratılması öngörülmektedir. Kalıcı Kalkınma Planı bölgedeki kalıcı kalkınmayı destekleyecek ve aynı zamanda finansmanını sağlanmak için diğer yerel belgelerin içine girebilecek önlemler içerecektir.”

Bulgaristan'daki Stranca Doğal Parkı genişletilecek
Projenin AB uzantılı (.eu) resmi internet sitesinde Türkiye ve Bulgaristan arasındaki işbirliği protokolü tam metin olarak veriliyor. Protokolün (memorandum) amaç ve görevler başlıklı bölümü “sınır-ötesi yönetim mekanizmalarının mükemmelleştirilmesi” hedefini koyarken, proje merkezinin ve asıl yürütücünün Bulgaristan'daki Stranca Doğal Park Müdürlüğü olduğunu ortaya koyuyor.

AB ve Bulgaristan kaynaklarına bakıldığında Yıldız Dağları Biyosfer Projesi'nin, Stranca Doğal Parkı'nın Türkiye topraklarına doğru genişletilmesi anlamına geldiği açığa çıkıyor. Bilindiği gibi Yıldız Dağları'nın Bulgaristan sınırlarında kalan kısmına Stranca veya Strandzha adı veriliyor. Yıldız Dağları'na bu nedenle Türkçe'de Istranca Dağları da deniyor. Bulgaristan'daki Stranca bölgesi 1995'te “doğal park” ilan edilmiş ama bölgenin büyük kısmı Kırklareli'nde bulunduğu için uzun yıllar Türkiye'nin “adım atması” beklenmekteydi.

Kırklareli-Vize'nin Tarihsel Önemi !...
Konuyla ilgili olarak 4 Mart 2005 tarihinde Bulgar Ulusal Radyosu'na (BNR) konuşan Bulgaristan Ulusal Orman Dairesi uzmanı Georgi Tınçev, Türkiye'de bulunan Stranca bölümünün zengin tarihi ve kültür varlıklarına sahip olduğunu söylüyordu. Tınçev daha 4 yıl önce Avrupa Birliği'nin Stranca Doğal Parkı'na büyük önem verdiği ve ciddi miktarda fon ayırdığından söz ederken Türkiye'nin “hala atılacak adımları tartıştığı”ndan yakınıyordu.

Türkiye ve Bulgaristan arasındaki Sİ'nin Stranca Doğal Parkı'nın ortaklaşa kurulmasında yardımcı olacağını öne süren Tınçev, 2004 yılında Edirne ve Kırklareli'de parkın propagandasına yönelik olarak fotoğraf sergisi açtıklarını anlatıyordu. Tınçev'in bir diğer dikkat çekici vurgusu ise Kırklareli'nin Vize ilçesinin önemine ilişkindi. Georgi Tınçev, Vize'nin (eski adıyla Viza) Antik çağda MÖ 4.yy'a kadar varlığını sürdürmüş Trak'ların başkenti olduğunu belirtirken Stranca Doğal Parkı ile beraber burada ciddi kazı çalışmaları yapılabileceğini duyuruyordu.

Projenin “Sivil” şebekesinde CHP'liler
Projenin resmi internet sitesinde bulunan Faaliyet Yönetmeliği'nde “Yeşil Ağ” adı verilen bir proje iletişim grubundan bahsediliyor. Yönetmelikte “Yeşil Ağ”a resmi ve yerel kurumlar dışında “dinsel örgütlerin” ve gerçek kişilerin de katılımcı olabilmesi hükme bağlanıyor. Kendisini “gayrı resmi işbirliği yapısı” olarak tanıtan Yeşil Ağ'ın temel finansman kaynağının Stranca Doğal Park Müdürlüğü bütçesi olması dikkatlerden kaçmıyor.

İrtibat yeri olarak ACG OOD şirketinin adres ve telefonlarının verildiği Yeşil Ağ'ın Bulgaristan adına katılımcıları ağırlıklı olarak Stranca bölge belediyeleri ve birkaç danışman şirketten oluşuyor.

Türkiye'deki Yeşil Ağ üyeleri ise Kırklareli Ticaret Borsası ve Edirne Ziraat Odası'nın yanısıra CHP'li Edirne Belediyesi'nin çeşitli kademeden yöneticileri. Edirne Belediyesi Çevre Koruma Müdürü Erdal Uygun, Belediye'nin AB ve Uluslararası İlişkiler Bürosu yetkilileri Ebru Erolu ve Hikmet Çavuşoğlu resmi görevliler olarak “Yeşil Ağ”da yer alırken CHP Edirne Belediye Meclis Üyesi Hakan İnci de Edirne Genç İşadamları Derneği adına “Ağ”ın içinde.

Emin Çölaşan'ın “AB zengini” kardeşi proje danışmanı
Yıldız Dağları Biyosfer Projesi'nin ACG OOD'den başka AB tarafı adına ilginç bir danışman şirketi daha var. Brüksel merkezli Agrifor Consult, AKP hükümeti döneminde Türkiye devletiyle bir hayli iş yapmış. “Ölüm Nedeni İstatistiklerinin AB'ye Uydurulması” (Ekim-2007 – Mart-2008), “AB İletişim Stratejisi İçin Teknik Yardım” (Ekim-2007), “Marmara Depremi Rehabilitasyon Programı” (Mart-2003 – Temmuz-2004) ve “Çevresel Bilgiye Erişimin Kurumsallaştırılması” (Ocak-2004) gibi projeler Agrifor'un Türkiye'de yürüttüğü ve refarans olarak sunduğu bazı projeler.

17 Kasım 2009 Salı

YILDIZ DAĞLARI BİOSFER PROJESİ NEDİR ?!!!

(Yıldız Dağları Biosfer Projesi nedir?)

Yıllarca hep dikkatimizi maalesef Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya vermek zorunda kaldık. En son mayınlı araziler meselesini günlerce tartıştık medya da. Ama bugünlerde özellikle Trakya bizden ilgi bekliyor. Güneydoğu’daki mayınlı arazilerin ülke ekonomisine katkısını hesaplarken Avrupa Birliği Sınır Ötesi İşbirliği çerçevesinde Trakya’da yürütülen Yıldız Dağları Biosfer Proje, “Bölge AB ile Ortak” mı yönetilecek sorusunu akıllara getiriyor.

Yıldız Dağları Trakya’nın Karadeniz kıyılarına paralel Bulgaristan’dan İstanbul’a kadar 300 km’lik bir silsileden oluşmaktadır. En yüksek noktası 1031 metrelik Mahya Dağı zirvesidir. “Yıldız” ya da “Istranca Dağları” dediğimiz dağların Bulgaristan’daki adı “Strandzha”.

Ekolojik Turizmin Geliştirilmesi adı altında yeni bir AB projesi ve fonlarıyla Trakya karşı karşıya kalıyor. Özellikle AB ’nin “Trakya AB sınırları içerisinde kalmalı” söylemleriyle birlikte projeyi okuyunca tüylerimiz diken diken oluyor.

Tabii projeyi destekleyenler var. Destekleyenler de özellikle orman köylüsüne ve çevreye çok faydalı olacağını iddia ediyorlar. Yıldız Dağları Biosfer Projesine göre bölge AB Projesi ile ortak yönetilecek ve köylü de kalkınacak. Nasıl mı?

Yıldız Dağları’nda ortak strateji, ortak
inisiyatif ile...

Yani Yıldız Dağları’ndaki doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kalkınması sınır ötesi işbirliği çerçevesinde gerçekleşecekmiş.

Bulgaristan Stranca doğal parkı Türkiye topraklarına doğru genişletilecek, asıl proje yürütücüsü Bulgaristan Stranca Parkı Müdürlüğü olacakmış .Türkiye Bulgaristan arasındaki işbirliği protokolü tam metninde de sınır-ötesi yönetim mekanizmalarının mükemmelleştirilmesi hedefi konuluyor. 2.050 milyon avroluk bütçesi olan projeye Türkiye %25 katkı koyacak. Ee sonrası... Bizim yetkililer bir de yöre halkını uyarıyor. “Sakın bu projeden çekinmeyin!”. Yöre halkı ise Türk Milletine özgü bir hissiyatla bu projeye soğuk bakıyor. Ama derdini anlatacak bir yer bulamıyor.

Şimdi bir taraftan mayınları temizleyelim ama bunları yabancı bir şirket değil yerliler yapsın diyoruz. Bir taraftan Bulgaristan istiyor diye Istranca Dağlarını AB Projesine açıyoruz. Yani kendi ellerimizle Trakya’ya mayın döşüyoruz. Hem de ne mayın. 50 yıl sonra söküp atalım desek mayını ektiğimiz toprağı bulamayacağız...